25 Ekim 2011 Salı

Queer Olmak - Sarah Beth Brooks (Bilerico)




     Bir zamanlar biseksüel ergendim. Kendime veya aileme açılmam zor veya ıstırap verici olmadı. Bir iki kere LGBTT Onur Haftası’na gitmek dışında LGBTT camiayla bir bağlantım olmadı. Çoğu erkek sevgilim için bi olmamın ya bir önemi yoktu ya da bunu ilişkimizin bir artısı olduğunu düşündüler.


21 yaşımda nişanlandım. Ona cinsel yönden çekim duymadığım için ilişkimiz kötü gidiyordu. Onu sevmiş ve evlenmek istemiştim fakat onunla sevişmek istemiyordum. Başkalarıyla da sevişmek istemiyordum. Terapiye gittim. Önceki bütün ilişkilerim sekse ilgisizliğim yüzünden bitmişti. Arkadaşlarıma, doktorlarıma, terapistime seksle ilgilenmediğim için hayıflanmıştım. Hormon tedavilerini ve psikolojik geçmişimi kazımayı denedim bir getirisi olmadı.
Artan bir sinirlilikle Google’a başvurdum. Orada aseksüel kelimesini buldum. Bu kelime hiç kimseye cinsel çekim duymadığını söyleyen insanlar topluluğuna doğru kapıyı açtı. Rahatladım ve korktum. En azından Kaliforniya’da biseksüel olmak kültürel olarak kabul görüyordu. Aseksüelllik “farklıyım” demekti ki bu akıntıya karşı yüzmem gerek demekti. Ne yapacağımı bilmediğimden web sitesini kapattım ve aylarca o siteye tekrar bakmadım.
Nişanlılığım kötü bitti ve Tahoe Gölü kıyısındaki muhteşem evden ayrılmak zorunda kaldım. 2008 Kasımında San Diego’da en yakın arkadaşımla kalıyordum. 23 yaşımda yeni baştan başladım.
Kaliforniya’da Öneri 8 (Proposition 8) geçtiğinde ben de hareket içindeydim. Öneri 8 sonrası San Diego’daki evlilik hareketi aktivist olmak için heyecan verici bir yerdi. San Diego’nun canlı ve taşkın bir LGBTT camiası vardı. Manchester Grand Hyatt boykotuna yeni başlamıştık ve Öneri 8 geçtiğinde ülkedeki en geniş cevaba ev sahipliği yapmıştık.
San Diego önce geri çekildi. Ocak 2009’da bir kısmı ani ve sarsıcı duygudan kurtulmaya çalışırken diğerleri de kapı kapı dolaşarak seçim kampanyası başlatıldı. Ben de bu muhteşem topluluğa hizmetin tam ortasındaydım ve kırılan kalbimi onarıyordum. Daha önce olmadığı kadar LGBTT camianın bir parçası oldum.
Bu dalıştan sonra queer kavramım evrim geçirdi. Eskiden queer’i sadece LGBT’yi içine alan bir terim zannederdim. Bunun eksik bir tanım olduğunu öğrendim. Queer, radikal bir tavrı içeren bir kendini ifade ve kendini tanımlamaya dair yaklaşımı kucaklayarak sosyal normlara meydan okumaktır. Çoğunlukla LGBT tarafından birbirinin yerine kullanılan bu iki tanımı artık kullanmıyorum.
En şaşırtıcı şey ise: aseksüelliği araştırmam için bana alan açan hareket tarafından yeni queerlik içime işlendi.  Korktuğum şeye kapıldım. Aseksüel insanlar aseksüellikleri hakkında üzgün veya yalnız değildir ve queer olmaktan da kesinkes korkmazlar. Aseksüelliklerine gülerler ve keyfini çıkarırlar. Çoğu sevgili edinir. Başarılı ilişkileri olur. Bazıları evlenir. Hepsi mutludur! Hikayelerini anlattıkça korkularım yok olmaya başladı.
Aseksüellik hakkında daha fazla konuştukça LGBTT arkadaşlarımın ne kadar az şey bildiklerini fark ediyordum. Toplum içinde biseksüel kimliğini kullanıyordum, gerçeğin tamamı değil ama kendimi anlatmaktan ve dışlanmış hissetmekten daha iyiydi. Queer olmanın ve aseksüelliğin birlikte gidebileceğini anladım. Fakat LGBT aktivistleri (yüzüme karşı) aseksüelliğin olup olmadığını  -eğer varsa bile hareket için yeteri kadar queer olup olmadığımı(zı) sorguladılar.
Geçen Şubat, Creating Chance konferansındaki beş günlük programın hiçbir yerinde aseksüellikten bahsedilmedi. İnsanların farklı oturumlar düzenleyebildiklerini öğrendiğimde ben de aseksüellik üzerine bir tane düzenlemeye karar verdim. Soru cevap şeklindeydi. İlk defa LGBT çevresinde, Creating Chance’i güvenli alan olarak kullanarak aseksüelliği kimliklerimden biri olarak tanıdım.
Bir sonraki şey ise çok inanılmazdı: hazırladığım “ortak deneyimlerden geliyoruz” sohbeti yerine diğer LGBTT aseksüeller geldi ve bana katıldı! Her seferinde birimiz hikayesini paylaştığında diğerleri onaylar biçimde şiddetle başlarını sallıyorlardı. Sohbetin sonunda LGBT camianın aralarında var olduğumuzu bilmeye ihtiyaçları olduklarında anlaştık.
Diğer LGBTT aseksüellerle -kendilerini etraftaki tek LGBT ve aseksüel aktivist olduğunu düşünen insanlarla- tanışmak bana kendini aseksüel olarak tanımlayan ilk aktivist grubu üyeleri olarak çok işimiz olduğunu öğretti. O günden sonra kendi camiamı ikinci sıraya atmamaya karar verdim. Açık, faal ve onurlu olmak için öğretmek bizim sorumluluğumuzdu böylece diğerleri camiamıza ulaşabilir ve yalnız olmadıklarını görürdü.  
(Kaynak: bilerico.com)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder